İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Dr. Lokman Kantar ile Dr. Kenan Şentürk, Rusya’nın gaz kesintisi yapması durumunda Avrupa ülkelerini bekleyen olası tehlikeleri değerlendirdi.
Rusya kontrolünde bulunan Zaporijya Nükleer Santrali’ndeki operasyonların durdurulması üzerine, Avrupa’nın en büyük nükleer santralinde üretim tamamıyla sonlandırıldı. 2022 yılının ilk aylarında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı başta buğday ürünleri olmak üzere Rusya’dan ithal edilen gaz ve petrol fiyatlarında da artışlara neden oldu. İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Lokman Kantar, Avrupa Birliği ülkelerinin Rusya’nın enerji kaynaklarına bağımlılığının yaklaşık yüzde 30 olduğunu belirtirken, Dr. Öğr. Üyesi Kenan Şentürk ise ortaya çıkan Ukrayna-Rusya krizinin Rus gazına ihtiyaç duyan Almanya gibi ülkelerde enerji politikalarındaki durumun gözden geçirilmesine neden olabileceği ve bu ülkelerde nükleer enerjiye olan ilginin artmasının beklenebileceğini vurguladı.
ENERJİ POLİTİKALARI YENİDEN BELİRLENMELİ!
Kullanılmaya başlandığı ilk yıllardan beri tartışmalara konu olan nükleer reaktörlerden yalnızca enerji üretiminde değil aynı zamanda tıpta ve endüstride kullanılan izotopların üretilmesinde de faydalanılıyor. Nükleer enerjinin, karbon üretmediğini vurgulayan İstanbul Gelişim Üniversitesinden Dr. Öğr. Üyesi Kenan Şentürk,
“Nükleer enerji konusunda yapılan eleştiriler temelde radyoaktif atık yönetiminin oldukça zor ve limitli oluşu, nükleer santrallerin ilk yatırımının pahalı olması, yapılabilecek hataların ve ya ortaya çıkabilecek kazaların sonuçlarının çok ağır bedeller ödetebileceği gerçeğine dayanıyor. Diğer taraftan bakıldığında ise nükleer enerjinin karbon üretmeyen bir enerji çeşidi olması, güvenilir ve sürekli enerji sağlıyor olması, nükleer santrallerin tıpta ve endüstride ihtiyaç duyulabilecek izotopların üretilmesinde kullanılabildiği gerçeğinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Nükleer enerjiden en çok faydalanan ülkeler ABD, Çin, Fransa, Rusya ve Güney Kore’dir. Özellikle Fransa elektrik enerji ihtiyacının %70’inden fazlasını nükleer reaktörleri kullanarak sağlarken Almanya’ya bakıldığında bu oran %10’lar seviyesinde kalıyor. Ukrayna-Rusya krizinin Almanya gibi ülkelerde durumun nükleer enerjiye ilginin artması şeklinde değişebileceği öngörülebilir” dedi.
Petrol fiyatlarının yükselmesi özellikle petrol ithalatı fazla olan ülkelerde enerji politikalarında değişiklik ve yeni enerji türlerine yönelme ile sonuçlanıyor. Buna bağlı olarak son gelişmeler ile nükleer enerjiye olan ilginin de artabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Şentürk, hiçbir enerji teknolojisinin tamamen güvenli olmadığının ve buna bağlı olarak enerji politikalarının yeniden belirlenmesi gerekebileceğinin altını çizdi.
GAZIN KESİLMESİ DURUMUNDA BU 4 SENARYO İLE KARŞILAŞABİLİR
Rusya doğalgaz ve petrol ihracatının önemli bir kısmını Avrupa Birliği ülkelerine yapıyor. Dönem dönem Avrupa ülkelerinin Rusya’ya uyguladıkları yaptırımlar ve Rusya’nın da gaz ve petrol ihracatını Avrupa pazarı yerine Asya pazarına yöneltmesine neden oldu. Rusya, Moğolistan üzerinden Çin’e boru hattı döşeyerek 2035 yılında Doğu Asya’ya doğalgaz ihracatının payını %30’a çıkarmayı hedefliyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Lokman Kantar Avrupa ülkeleri Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için gaz talebini Norveç, LNG (Sıkıştırılmış doğalgaz) ve yer altı depolama kaynaklarına yöneldiğini ancak LNG’nin depolanması için yeterli alt yapı henüz oluşturulmadığını belirterek,
“Avrupa ülkeleri Rusya’nın gazı kesmesi durumunda çeşitli senaryolar oluşturmuştur. Bu senaryolar;
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde düzenlenen Kulüp Tanıtım Haftası, kampüsü...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) akademisyenlerinden Doç. Dr. Anıl Niş...