Salgın sürecinde insanların evlere kapanarak sosyal medya başta olmak üzere internette geçirdikleri süredeki artışa paralel olarak siber zorbalığa maruz kalma oranlarının da yükseldiği belirlendi. Siber zorbalığa en fazla maruz kalan ve bu travmaları çok zor atlatanların ise 8-12 yaş arası çocuklar ile kadınlar olduğu görüldü.
Pandemi döneminde insanların bir araya gelememesine bağlı olarak birçok olumlu ve olumsuz davranış gibi zorbalığında dijital mecraya kaydığına dikkati çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Psikiyatrist Dr. Onur Okan Demirci, toplumda çoğu insanın maruz kaldığı “siber zorbalık” oranlarındaki artışın kişilerin evlerine kapanmasıyla doğru orantılı olduğunu söyledi.
Siber zorbalığa en fazla çocukların maruz kaldığına değinen Demirci, şu şekilde konuştu:
“Dijital ortamda yaşanan olumsuzluklar üzerine araştırma yapan kuruluşlar, pandemi ile birlikte sanal zorbalığın yüzde 81 arttığını belirledi. Bu olumsuzluğa ise en fazla 8-12 yaş grubundaki çocukların maruz kaldığı saptandı. Ayrıca, siber zorbaların yüzde 50’sinin, mağdur çocukların sınıf arkadaşları oldukları da tespit edildi.”
Pandemi döneminde iletişimde eksik kalan ailelerin çocuklarının sanal ortamda kendilerine yeni bir dünya kurduklarını söyleyen Psikiyatrist Demirci, “Birçok çocuk okul ortamında zorbalığa maruz kalıyordu. Ancak bu durum pandemiyle birlikte dijital ortama taşınmış durumda. Siber zorbalık ailelerin gözü önünde yaşanır hale geldi. Aileler bu duruma müdahale edebilirler. Müdahalenin en önemli koşulu ise çocuklarla olan iletişimi güçlendirmektir” dedi.
Zorbalığa maruz kalan çocukların kendilerini yetersiz, değersiz ve hatalı görmeye başladıklarını anlatan Onur Okan Demirci, “Ebeveynlerin, her durumda çocuklarının yanında olmaları ve sevgilerini eksik etmemeleri gerekiyor. Aksi halde çocuk dijital ortamda yok olur. Zorbalığa maruz kalan gençlerin çoğunluğu ileride bir zorba adayı olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü zorbalık yapanlarının çoğunun geçmişinde zorbalığa maruz kalma hikâyeleri var. Zorbalığa uğrayan çocukların ailelerinin destekleyici olmaları gerekiyor. Zorbalığı yapan gençlerin aileleri de çocuklarıyla daha fazla ilgilenmelidir” diye konuştu.
Sadece çocuk dünyasında değil, yetişkinler dünyasında da zorbalığın olduğunu vurgulayan Dr. Demirci, “Siber zorbalığa kadınlarda ciddi oranda maruz kalıyor. Sosyal medya üzerinden yaşanan cinsel taciz çok fazla artmış durumda. Bu durumu gerekli yerlere bildirmeleri gerekiyor. Zorbalığı yapan kişiler, mağdurların psikolojisinin çökmesinden besleniyor. Karşı tarafın olumsuz etkilendiğini gördükçe zorbalığın şiddetini daha da artırıyorlar. Öte yandan, çatışmalı bir aile yapısına sahip olan çocukta doğal olarak kendi iç dünyasını başkalarına yansıtır. Ailesini cezalandıramayan çocuk, dışarıda kendinden zayıf olan insan, hayvan veya bitkiye zarar verecektir. İnsanların zorba olmalarının birçok sebebi olabilir. Boşanma, çatışmalı evlilik, şiddet ortamı ile güven ortamının sağlanamadığı noktalarda yetişen gençler zorbalığa eğilim gösterirler” ifadelerini kullandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde düzenlenen Kulüp Tanıtım Haftası, kampüsü...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) akademisyenlerinden Doç. Dr. Anıl Niş...