Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, "Avrupa'da mültecileri zorlu bir hayat bekliyor. Kimse onları ellerinde çiçeklerle karşılamıyor" dedi.
Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin bu yıl 5’incisini gerçekleştirdiği Uluslararası Orta Doğu Sempozyumu’nda başkanlığını Dr. Öğr. Üyesi Sina Kısacık’ın yaptığı ‘Yasadışı Göç Sorunu’ başlıklı oturumda sunduğu ‘Göç, Orta Doğulu Mülteciler ve Avrupa’nın Geleceği’ başlıklı bildiride mültecileri Avrupa’da zorlu bir hayat beklediğini belirterek, “Kimse onları ellerinde çiçeklerle karşılamıyor. Çoǧu Avrupalı, göçmenlerin bir savaş ortamından çıkıp geldiğine, ülkelerindeki can güvenliği sebebiyle göç etmek zorunda kaldığına inanmıyor" diye konuştu.
"ALMANYA’DA KAYBOLAN ÇOCUK SAYISI 10 BİNİN ÜZERİNDE"
Avrupa ülkelerinde önyargıların yaygın olduǧunu aktaran Güngör, "Önyargılar, başlı başına, mültecileri kabullenmede önemli bir sorun. Diǧer taraftan, mültecileri bekleyen sorunların başında mesken bulma, gıda, saǧlık, güvenlik, dolandırılma, kandırılma, çocuklarının kaçırılması geliyor. Resmi rakamlara göre Almanya’da kaybolan çocuk sayısı 10 binin üzerinde. Bu çocukların fuhuş ve organ mafyalarının eline düştüğü tahmin ediliyor. Sığınma taleplerinin kabulünü din değiştirmeleri konusunda şart koşan Avrupa ülkeleri de bulunuyor" ifadelerini kullandı.
“AVRUPA’DA ISRAR EDİYORLAR”
Mültecilerin yönünün Avrupa'ya dönük olduğunu vurgulayan Veyis Güngör," Mültecileri istemediklerini bağıranların seslerini belki de, isteyenlerden daha fazla duyurmasına raǧmen, mülteciler bir Avrupa ülkesini tercih etmekte ısrar ediyorlar. Türkiye – Suriye sınırına yakın bölgedeki ve Lübnan’daki Suriyelilerin ‘neden Avrupa ülkelerine gelmek istiyorsunuz? sorusuna 'Geleceğimizi Avrupa ülkelerinin birinde kurmak istiyoruz. Çünkü bu ülkelerin sosyal hizmetleri mükemmel. Aylık ödenek alıyorsun. Ev veriyorlar' cevabını alıyoruz. Tabi ki, Orta Doğulu mültecilerin Avrupa ülkeleri için kurdukları bu hayal, o kadar da kolay sağlanabilecek hayaller değil. Karşılaştıkları muameleler insan onurunu kırar niteliktedir. Konuşlandırıldıkları kamplar, kaldıkları kazerneler yaşanacak gibi değil. İş bulmaları, kabul görmeleri zordur. İltica taleplerinin değerlendirilmesi, karar verilmesi uzun zaman almaktadır" dedi.
Avrupa’ya giden mültecilerin önemli bir bölümünün Orta Doǧu ve Afrika ülkelerinden gelen mültecilerin oluşturduğunu belirten Güngör, "2015 yılındaki olaǧanüstü göç hareketliliǧine kıyasla, 2016’dan itibaren mültecilerin Avrupa’ya gelişlerinde önemli bir düşme görülmektedir. Bunun sebebi 2016’da Türkiye ile yapılan anlaşma başta olmak üzere, Balkan ülkelerinde yeni sınır kapılarının tesisi ve İtalya-Libya anlaşmasıdır. Buna raǧmen, kontrollü geçişlere raǧmen, her gün binlerce mülteci kaçak yollardan Avrupa’ya ulaşmayı denemekte ve bazı kayıplarla bir Avrupa ülkesine gelebilmekte" diye konuştu.
"AVRUPA’NIN GELECEĞİ İŞ BİRLİĞİNE BAĞLI"
Avrupa’nın güvenlik ve mülteciler meselesinde Türkiye, Kuzey Afrika ülkeleri ve Orta Doǧu ülkelerine muhtaç olduğunu belirten Veyis Güngör, "Avrupa’da göç ve mülteciler meselesinde, bu görüşü destekleyen bir bakış açısı da şöyle: ‘sorunların yani yoksulluk, çatışma, terör, göç, iklim deǧişikliǧi ve nüfus artışının, Batı ve Kuzey Afrika olmak üzere, Sahil bölgesi, Afrika Boynuzu ve Orta Doğu’da çözülmesdir.’ Bununla uzun vadede, gençlerin kendi ülkelerinde daha fazla gelecek perspektifine sahip olmaları saǧlanırken, Avrupa’ya göç etmelerinde de azalma olacaktır. Buradan da anlaşılan Avrupa’nın geleceği, içe kapanma politikalarıyla değil. Avrupa’nın geleceği, dış dünya ile sağlıklı bir iletişim, işbirliği ve paylaşım politikasına bağlıdır" ifadelerini kullandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürlüğü ve Güz...
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...