"Göç konusunda Türkiye transit ülke konumundan hedef ülke konumuna geldi”
Afganistan’dan gelen göç dalgasının etkileri hakkında açıklamalarda bulunan Siyaset Bilimci Dr. Fırat Demirkol, “Kısa süre içerisinde ortaya çıkan yoğun göç dalgaları göç etmek zorunda kalan kişiler ile birlikte göç alan toplum açısından da zorluklar ortaya çıkarıyor. Bu durum toplumsal huzuru ve kamu güvenliğini tehdit eder duruma gelebilir” diye konuştu.
“TÜRKİYE HEDEF ÜLKE KONUMUNA GELDİ”
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya itibari ile geçmişten günümüze göç yollarının önemli bir noktası olduğunu ifade eden İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Fırat Demirkol, “Geçmiş dönemlerde daha çok transit ülke konumunda bulunan Türkiye yaklaşık son 10 yıllık süre içerisinde özellikle Suriye iç savaşı ile birlikte hedef ülke konumuna da geldi ve milyonlarca kişi Türkiye’ye sığındı. Bu durum iç siyasetinde önemli bir gündem maddesi haline geldi” dedi.
“TÜRKİYE’NİN TEK BAŞINA GÖĞÜSLEMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Göç ya da mülteci konusunun birçok boyutu bulunduğunun altını çizen Demirkol, “İnsani, ekonomik, askeri, hukuki ve kültürel boyutları konunun değerlendirilme alanlarını ve bakış açısını farklılaştırıyor. Türkiye, Suriye iç savaşı ile yoğun şekilde başlayan göç dalgasının etkilerini henüz atlatmamışken bu sefer Afganistan’dan yoğun bir göç dalgası ihtimali ile karşı karşıya kaldı. Bu durum sorunun uluslararası boyutu ile birlikte Türkiye’nin iç siyaseti açısından da önemli bir tartışma konusu haline geldi. Özellikle AB’nin Türkiye’yi bir tampon bölge gibi kullanmak istemesi ve bu bölgede meydana gelen bu nüfus hareketlerini Türkiye içerisinde tutma çabası insani, hukuki, ekonomik ve sosyal anlamda birçok sorunu birlikte getiriyor. Bölgemizde meydana gelen bu insani dramlar neticesindeki göç dalgasının Türkiye tarafından tek başına göğüslenmesi mümkün gözükmüyor” ifadelerini kullandı.
Demirkol konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hem bölgenin istikrara kavuşması hem de göç dalgasını durdurulması ve belki de geri dönüşlerin başlaması tüm uluslararası toplumun katkısı ile yakalanacak istikrar neticesinde başarılabilir. Bu noktada Türkiye, Suriye iç savaşının ardından karşılaştığı yoğun göç dalgasına benzer bir durum ile karşı karşıya kalma ihtimalini ciddi şekilde göz önünde bulundurup hem iç hem de dış siyaset açısından iyi planlanmış ve şeffaf bir devlet politikası belirlemek zorunda. Bu tarzda kısa süre içerisinde ortaya çıkan yoğun göç dalgaları göç etmek zorunda kalan kişiler ile birlikte göç alan toplum açısından da zorluklar ortaya çıkarıyor ve bu durum toplumsal huzuru ve kamu güvenliğini tehdit eder duruma gelebiliyor. Özellikle dünyanın belki de 200-300 yılda bir karşılaşacağı pandemi döneminden geçiyor olması bu süreçteki nüfus hareketlerini daha kritik hale getirmektedir. Hem göç eden nüfusun hem de Türkiye’nin yerleşik halk sağlığının korunması açısından sıkı bir denetim ve yoğun tedbirler büyük önem taşımaktadır.”
Eklenme Tarihi: : 23 Ağustos 2021 Pazartesi