İGÜ Yapımı “Sesler” Kısa Filmi İtalya’da İzleyiciyle Buluşmaya Hazırlanıyor

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü öğretim görevlisi Ahmet Bikiç’in yönetmenliğini, Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü Koordinatör Yardımcısı Burcu Çekiç’in ise senaryosunu üstlendiği “Sesler” adlı kısa animasyon filmi, uluslararası alanda önemli bir başarıya imza atıyor. Tamamen yapay zekâ araçlarıyla hazırlanan film, 22–24 Ekim 2025 tarihleri arasında İtalya’nın Napoli kentinde düzenlenecek Secondigliano Film Festival’inde izleyiciyle buluşacak.

Eğitimde Eşitsizlikleri Sanat Yoluyla Anlatıyor

“Sesler” filmi, bir öğrencinin sessiz odasında yankılanan hayallerini, baskılarını ve görünmez yüklerini konu alıyor. Özel ders sesleri, teknolojinin getirdiği beklentiler ve toplumsal baskılar, zamanla bir kakofoniye dönüşerek öğrencinin içsel dünyasını kuşatıyor. Öğrenci, tüm bu gürültünün ortasında kendi nefesini ve sessizliğini bulmaya çalışıyor. Film, eğitimdeki eşitsizlikler üzerine deneysel ve derinlikli bir içsel yolculuğu izleyiciye aktarıyor.

Yapay Zekâ ile Üretilen İlklerden Biri

Senaryosundan ses tasarımına, görsel dünyasından afişine kadar tüm aşamalarında yapay zekâ araçlarının kullanıldığı film, sinema alanında yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Sinematik prompt komutları ile hem görüntü hem ses hem de afiş tasarlanan “Sesler”, gerçeğe dayalı bir hikâyeden esinlenerek senaryolaştırıldı.

“Sanat ve Teknoloji Birlikte Yeni Bir Dil Ortaya Çıkarıyor”

Filmin yönetmeni Öğr. Gör. Ahmet Bikiç, yapım sürecini değerlendirirken sanat ile teknolojinin kesişim noktasına dikkat çekti:
“Sesler, bir öğrencinin içsel dünyasını yansıtırken aynı zamanda yapay zekâ ile üretilmiş olmasıyla farklı bir deneyim sunuyor. Bizim için bu film yalnızca bir kısa metraj değil, aynı zamanda yeni bir anlatı biçiminin keşfi oldu. Eğitimdeki eşitsizlikleri görünür kılmayı hedeflerken, sanatın teknolojiyle birleştiğinde nasıl özgün ve evrensel bir dil oluşturabileceğini göstermek istedik. Yapay zekâ, görsellikten ses tasarımına kadar her aşamada bize yeni ufuklar açtı. Bu süreç, hem sanatın dönüştürücü gücünü hem de teknolojinin sunduğu sınırsız imkânları bir araya getirdi. Sonuçta ortaya çıkan film, toplumsal bir meseleyi evrensel bir dille aktarmanın yanı sıra, izleyiciye sinema ile yapay zekâ arasında kurulan bu yeni köprüyü deneyimleme fırsatı sunuyor.”

Film, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin sanat ve teknolojiyi bir araya getiren üretim anlayışının bir örneğini oluşturuyor. “Sesler”in uluslararası festivalde gösterime girmesi, üniversitenin yenilikçi projelere verdiği desteğin ve küresel ölçekte görünürlüğünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.