İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), elektrikli jet motorlarını kullanarak 'Babajet' adı verilen bir fren sistemi oluşturdu. 'Babayiğit' adlı elektrikli arabanın içinde bulunan jet motorlu fren sistemiyle ülkemizde her geçen gün artan trafik kazalarının bir nebze de olsa önüne geçilmesi, ölümcül kaza oranlarının azaltılması amaçlanıyor. Babayiğit, yerleştirilen fren sistemiyle önünde 1 metre mesafede olan engeli algılayarak jet fren sistemini devreye sokuyor ve önündeki engelle çarpışma riski ortadan kalkıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yerli araba üretecek bir babayiğit var mı?' sözünden yola çıkarak babayiğit adlı arabayı ürettiklerini söyleyen İGÜ Mütevelli Heyeti Başkanı Abdulkadir Gayretli, "Bu sistem çok önemli. Bundan sonraki amacımız trafik kazalarıyla olan ölümlerin oranını azaltmak" ifadelerini kullandı.
4 tane jet motoruyla oluşturulan fren sisteminde, araç önündeki engeli algılayarak fren sistemini devreye sokuyor ve önündeki engeli uyguladığı hava ve geri hareketleriyle kendinden uzaklaştırıyor. Bu sistemin dünyada ilk olduğunu ve patentini de aldıklarını söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ali Okatan, "Babayiğit, Türkiye'de yapılan ilk elektrikli arabalardan birisidir ve sistemde hap motorları kullanılmaktadır. Amacımız trafik kazalarını önlemektir" dedi.
"OTOMOBİL, FREN SİSTEMİNDEN BAĞIMSIZ"
Otomobilin önünde bir engel geldiğinde otomobilin bunu hisseder hissetmez elektrik jetleri aracılığıyla durup, geri gitmekte olduğunu söyleyen Okatan, " Bunu yaparken, otomobil fren sisteminden tamamen bağımsızdır. Bu sistem normal trafikte giderken çalışmayacaktır. Bir kaza anında frene bastığınız halde araba durmuyor ve engele çarpma tehlikesi oluşuyorsa sistem o zaman harekete geçecektir. Hem önündekini ileri itecek hem de kendisi geri gidecektir. Burada yapay zekâ kullanılmaktadır. Bu tip çalışmalar ve özellikle yapay zekânın kullanımı hep devam etmelidir. Çünkü trafik canavarlarından başka türlü kurtuluş yok" diye konuştu.
"BU BULUŞ DEVRİM NİTELİĞİNDEDİR"
İGÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekan Yardımcısı Mehmet Akif Şenol, geleneksel fren sistemleriyle kıyaslandığında Babajet'in devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Şenol, "Geleneksel fren sistemlerinde asfaltın durumu, yani sürtünme kat sayısı son derece önemlidir. Fren süreniz bir otomobildeki lastiklerin dişlerinin durumu ve bunun iyi olup olmamasına bağlıdır. Dolayısıyla sürtünme kat sayısı değiştikçe siz ne kadar etkili bir fren yapsanız da muhakkak bir kazayla sonuçlanabilecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu sistemin en önemli diğer geleneksel fren sistemlerinden farkı; yoldan, yolun sürtünme kat sayısından, lastiklerin yeni veya eski olmasından bağımsız olmasıdır. Sistem, geleneksel sistemdeki fren sistemlerinden farklılığı nedeniyle büyük bir yenilik arz etmektedir. Bütün sistemler gelişmeye açık hususlardır. Bu konuda üniversitemiz sistemin daha fonksiyonel olması için gerekli çalışmaları yapacaktır" dedi.
"MOTOR ÜRETMEK ÇOK ÖNEMLİ"
Sistemde kullanılan motorların çok güçlü motorlar olduğunu dile getiren İGÜ Teknoloji Tasarım Atölyesi Ar-Ge Mühendisi Umut Uz, "Motorlar üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor çünkü motor üretmek önemli. Ar-Ge çalışmalarımızı bu alana da yaydık. Motor konusunda da çeşitli çalışmalarımız var. Yerli motor oluşturup, otomobilde tamamen yerli bir sistem elde ederek çok iyi işler yapılabileceğini düşünüyorum" dedi.
Araçtaki tüm motorların 44 Wattlık bir enerji sistemiyle yönetildiğini belirten Uz, "Otomobil, yaklaşık 320 newtonluk bir itiş kuvvetiyle hava üfleyerek arabanın fren mesafesini uzatmış oluyor" dedi. Normal araçlarda fren mesafesi kısaldıkça ABS sistemine geçildiğini hatırlatan Uz," Bu sistem de ABS'nin devreye girmeden önce ortaya çıkarak arabanın kaymasını önlüyor ve ABS'nin devreye gitmemesini sağlamış oluyor. Şu an sensörle çalışan sistem 1 metre mesafedeki engele göre ayarlı" ifadelerini kullandı.
"YENİLİKÇİ VE ARAŞTIRMACI ÜNİVERSİTEYİZ"
İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdulkadir Gayretli, "Biz yerli arabayı üreten bir babayiğit olmayı istedik. Yenilikçi ve araştırmacı bir üniversiteyiz. Cumhurbaşkanımızın 'Artık Türkiye'de üretim yapılmalı ve inovasyon merkezi haline gelmeli' ifadesi ve YÖK Başkanı Yekta Saraç'ın 'Artık üniversiteler üreten birer kurum olmalı' ifadesinden yola çıktık. Üniversiteler yenilikçi olmalı ve yenilik oluşturmalı. Biz de üniversitemizin yeni projelerle gerek Türkiye, gerek dünyada bir lider konumuna gelmesini arzu ediyoruz" şeklinde konuştu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürlüğü ve Güz...
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...