Toplumdaki en yaygın korkulardan biri olan diş hekimi korkusu, çoğu kişi için bir kâbus haline gelebiliyor. Diş tedavisinde uygulanan birçok işlemin sedasyon ya da genel anesteziyle yapılabileceğine dair açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Şeref Ezirganlı, hastanın hiçbir ağrı ve korku hissetmeden tedavisini tamamlamasının mümkün olduğunu belirtti.
Çevremizdeki birçok kişiden diş hekimi korkusuna dair yorumlar duymuşuzdur. Bazı hastalarda bulunan iğne korkusu, kimi hastalarda öğürme refleksiyle oluşan mide bulantısı gibi nedenler yıllarca diş hekiminden kaçan hasta sayısını azımsanamayacak hale getirmiştir. Diş hekimi korkusuna sahip olan bu tarz hastalar ve özellikle çocuklarda sedasyon ya da genel anestezi yöntemiyle birçok işlem yapılabiliyor. Bu yöntemle uygulanan işlemler hem hasta için hem de hekim için daha güvenilir ve sağlıklı bir tedavi ortamı sağlıyor.
BİRÇOK HASTA DİŞLERİNİ KAYBEDİYOR
Birçok hasta yaşadığı korkudan dolayı dişlerini kaybetme raddesine geliyor. Maalesef her zaman işlem yapmak mümkün olmayabiliyor. Bu hastaların büyük çoğunluğunu çocukların oluşturduğunu söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Diş Hekimliği Fakültesi’nden Prof. Dr. Şeref Ezirganlı, “Hastalarımıza, yapılacak işlemin zor olmadığı konusunda telkinde bulunsak da, her zaman ikna edemeyebiliyoruz. Özellikle de çocukları ikna etmek oldukça zor. Yapılacak işleme ve kişiye bağlı olarak hastalarımıza sedasyon ya da genel anestezi öneriyoruz.” diyerek bazı durumlarda da hastaların sistemik ya da mental durumundan kaynaklı olarak diş tedavilerini normal klinik şartlarda yapmanın mümkün olmadığını, ameliyathane şartlarının gerektiğini belirtti.
HASTANIN KORKULARI BASTIRILIYOR
Sedasyonla, anestezistler tarafından hastaya birtakım sedatif rahatlatıcı ilaçların verilmesi ile hastada yarı uyku hali oluşturuluyor. Böylelikle hastanın bilinci kapanmadan korkularının bastırıldığını ifade eden Ezirganlı, “Sedasyonu derecesine göre 3 gruba ayırabiliriz. Yüzeysel sedasyonda, hastanın bilinci çok hafif baskılanıyor. Uyanması ve kendine gelmesi hızlı oluyor. Orta derecede sedasyon dediğimiz işlemde, hastanın solunum ve dolaşım gibi koruyucu refleksleri normal seyrinde ilerliyor ve çoğu zaman yapılan işlemleri hatırlamıyor. Hastanın bilincinin önemli ölçüde baskılandığı derin sedasyonda ise, solunum ve dolaşım desteğine ihtiyaç duyuluyor. Derin sedasyondan sonraki aşama ise genel anestezidir.” diyerek gerekli durumlarda, halk arasında “narkoz alma” olarak bilinen hastanın bilincinin tamamen kaybolacak şekilde uyutulması işlemi olan genel anestezi tekniğinin uygulandığını belirtti.
BİRÇOK HASTA GRUBUNDA UYGULANIYOR
Çene ve eklem cerrahisi başta olmak üzere; ağız kanserlerinin cerrahisinde, implant uygulamalarında ve gömülü diş operasyonlarında sedasyon ve genel anestezi birçok hasta grubunda sıklıkla uygulanıyor. Genellikle, diş hekimi korkusu olan, aşırı öğürme refleksi ve mide bulantısı olan hastalarda, zihinsel ve fiziksel engelli hastalarda ve çocuklarda hekim ve anestezist onayıyla işlemler uygulanıyor. Özellikle çocuk hastalarda çoğu anestezi uzmanı hastanın hayati güvenliğini riske atmamak için genel anesteziyi tercih ediyor. Yapılacak olan işlem eğer kısa süreliyse hastanın genel anestezi almasından ziyade sedasyon alternatifi tercih ediliyor.
GÖZÜ KAPATIP AÇINCAYA KADAR BİTİYOR
Genel anestezi ve sedasyonla yapılan işlemlerin birçok avantajı bulunuyor. Diş hekimi korkusundan dolayı tedavilerini yaptıramayan hastaların kolaylıkla işlemleri yaptırabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Şeref Ezirganlı, “Aşırı öğürme refleksi olan hastaların tüm tedavileri tek seansta bitebilir. Ayrıca çocuk hastaların kontrolsüz ani hareketlerine bağlı oluşabilecek muhtemel hasarların önüne geçilmiş olur. En önemlisi de hasta hiçbir şekilde ağrı hissetmez ve uyandığında işlemleri hatırlamaz. Gözünü kapatıp açtığında bütün işlemler bitmiş olur.” dedi.
Dijital teknolojiler ve yapay zeka alanında küresel yarışta ön sıralarda ...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), uluslararası akademik iş birliklerini ...