Dünya üzerinde hâlâ en önemli halk sağlığı sorunlarından olan Tüberküloz (Verem), 2021 yılında 1,6 milyon kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “76’ncı Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası” kapsamında açıklamalarda bulundu.
Görülme sıklığı ve etkileri nedeniyle, küresel mücadele gerektiren önemli halk sağlığı sorunları arasında yer alan hastalık, başta akciğerler olmak üzere kemik, deri, göz gibi tüm doku ve organları tutabilen bulaşıcı bir hastalık. Dünyada yaklaşık iki milyar insanın Verem basili ile enfekte olduğu tahmin edildiğini belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, bu hastalığın en çok akciğerlerde görülmekle birlikte; akciğer zarı (plevra), lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarında da oldukça sık rastlanıldığını belirtti.
Vücut direncini düşüren durumlar, bağışıklığı etkileyen hastalıklar ve etkenler Tüberkülozun ortaya çıkmasında önemli rol oynuyor. Tüberküloz belirtileri ise halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama, ateş ve gece terlemesi şeklinde kendini gösteriyor. İki-üç haftadan uzun süren ve antibiyotik tedavisi almış olmasına rağmen yanıt alınamayan öksürük varlığında Verem hastalığından şüphelenmek gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Elkin, “Hastalığın kesin tanısı, balgamda Verem basilinin görülmesi ile konuluyor. Bağışıklığı etkileyen hastalıkların çıkmasına da sebep olan bu hastalık, bağışıklığın düştüğü durumlarda da ortaya çıkabilir. HIV/AIDS, vücut direncini en çok düşüren hastalıklardan biri olduğu için HIV/AIDS ile tüberkülozun birlikteliği sıktır. Diabetes Mellitus, kronik böbrek yetmezliği, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlılığı, tütün kullanımı da vücut direncini düşürerek Verem hastalığının ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. ” şeklinde konuştu.
Ülkemizde Verem tedavisi, tüm sağlık kuruluşlarında, Sağlık Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan “Tanı ve Tedavi Rehberi” ile belirlenmiş standartlara uygun olarak yapılıyor. Yeni Verem hastalarının tedavisinin; iki ay 4’lü ve dört ay 2’li ilaçla olmak üzere 6 ay sürdüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Elkin, ilaçların düzenli kullanılmasının tedavinin başarısı için oldukça önemli olduğunun altını çizdi. Tedavide kullanılan ilaçların eksik alınması ya da düzensiz kullanılması halinde, Verem basili ilaçlara direnç kazanabiliyor.
Doğumdan sonra ikinci ayını bitiren bebeklere Aile Sağlığı Merkezleri ya da Verem Savaşı Dispanserlerinde ücretsiz olarak yapılan BCG (Bacille Calmette Guerin) aşısı ile Tüberkülozdan korunulabilir.
İstanbul Gelişim Üniversitesi akademik, bilimsel ve kültürel faaliyetlerle ...
Bilecik'te 3 Aralık Dünya Engelliler Günü kapsamında bir etkinlik düzenlend...