Uzun saatler bilgisayar veya televizyon karşısında kalma, ağırlaşan çantaları tek omuz ile taşıma, ani ve yanlış bir hareket yapılması sonucu omuzda oluşan şiddetli ağrının altında donuk omuz sendromu yatıyor olabilir. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Öğr. Gör. Hüsniye Merve Yılmaz, donuk omuz sendromuna yakalanan kişilerin çoğunlukla kadınlar ve 40-65 yaş aralığındaki kişiler olduğunu belirtti.
Aniden ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan, omuz eklem hareketinde büyük ölçüde kayba sebep olan donuk omuz sendromu hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Fizyoterapi Program Başkanı Öğr. Gör. Hüsniye Merve Yılmaz, donuk omuzun genellikle bir omuzla başladığını, semptomların zamanla diğer omuzu da etkilediğini belirtti.
Bu hastalıklar, donuk omuz riskini artırıyor
Saç tarayamamak, imza atamamak ve hatta giyinirken bile sorun yaşamak donuk omuz ağrılarından kaynaklanıyor olabilir. Sürekli olarak “Ben buradayım!” diyen ağrılara sebep olan donuk omuz sendromunun zaman içerisinde kişiyi hiçbir hareket yapamaz hale getirdiğini belirten Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Hüsniye Merve Yılmaz, “10 haftadan uzun süren ağrı, sertlik, hareket kısıtlılığı gibi problemler yaşanıyor ise sebebi donuk omuz olabilir. Bu klinik durumun tedavisi için muhakkak bir hekim ile görüşülüp tanı koyulması sağlanmalı ve uygunsa medikal ve konservatif tedavi yaklaşımlarına başlanmalıdır. Donuk omuz, eklem hareketinde görülen kademeli, ilerleyici kayıp sonucu omuz fonksiyonunun büyük ölçüde kaybına yol açabilir. Travma/cerrahi, diyabet, ACTH eksikliği ve tiroid hastalığı gibi hormonal hastalıklar, kalp hastalıkları, parkinson ve inme gibi nörolojik hastalıklar, beyin cerrahisi, maligniteler, hiperlipidemigibi durumların bireylerin donuk omuz probleminden etkilenme riskini artırıyor.” şeklinde konuştu.
Fizik tedavi, masaj, egzersiz, mobilizasyon gibi uygulamalarla geçebilir
Donuk omuzlu hastalar tipik olarak karakteristik bir öykü, klinik tablo ve iyileşme gösteriyor. Uzun süreli doku bozukluğu olmaksızın 18-24 ay süren, kendi kendini sınırlayan bir kas-iskelet sistemi problemi olduğu bilinmekte. Hastaların çoğu, hastalıkta tam düzelme gösterse de, bazılarının uzun süreli ağrı ve hareket kısıtlaması bildirdiğini ifade eden Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yılmaz, “Hastaya detaylı bir değerlendirme sonucu kişiye özgü planlanan fizik tedavi, masaj, egzersiz, mobilizasyon gibi uygulamalara mümkün olan en kısa sürede tedavi başlanır. Burada en önemli faktör tedavinin sürdürülür olması. Anca bu şekilde etkili sonuçlar alınmaktadır.” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürlüğü ve Güz...
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...