İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde (İGÜ) herkesin katılımına açık olarak, bu yıl ilk kez düzenlenen "Uluslararası Psikoloji Günü"nde konuşan oyun profesörü Sue Jennings, “Çocukların daha sağlıklı bir gelişim sağlaması, ilişki kurması ve kriz anlarından sonra travmayı aşması konusunda katkı sağlamaya çalışıyoruz. Oyun, eğlenmek demek olsa da aynı zamanda öğrenmeye yardımcı bir araçtır” dedi.
Konferansın "Oyun Terapisi ve Nörodramatik Oyun" temalı atölye çalışmasında konuşmacı olarak yer alan oyun profesörü ve hikaye anlatıcısı Sue Jennings, “Çocuklarla ve yetişkinlerle oyun konusunda tutkulu çalışmalar yapıyorum. Özellikle nörodramatik oyun konusunda çalışmalarım var. Çocukların daha sağlıklı bir gelişim sağlaması, ilişki kurması ve kriz anlarından sonra travmayı aşması konusunda katkı sağlamaya çalışıyoruz. Oyun, eğlenmek demek olsa da aynı zamanda öğrenmeye yardımcı bir araçtır” dedi.
“ÖNEMLİ OLAN BU TECRÜBEYİ YAŞATMAK”
Konferansın eğlenceli geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Jennings, “Amacım katılımcıların bir oyun deneyimi yaşamasıydı. Burada baloncuklar üfledik, oyun hamuruyla oynadık ve hikayeler yarattık. Ve bu şekilde bir oyun tecrübesini yaşamış oldular. Önemli olan nokta, onlara bunu anlatmak değil, onların bu tecrübeyi yaşamasını sağlamak” diye konuştu.
“YETİŞKİNLER DE OYUNLA TECRÜBE KAZANIYOR”
Aynı zamanda nörodramatik oyun kuramının kurucusu olan Prof. Dr. Jennings, “Nörodramatik kuram araştırmalarım, doktora tezimi yaparken Malezya’da bir kabileyle olan yaşam deneyimimden kaynaklanıyor. Çocuklarımla birlikte bu kabilenin yaşadığı köyde bir buçuk yıl boyunca kaldık. Ve burada sadece çocukların değil, aynı zamanda yetişkinlerin de oyun oynayarak bazı şeyleri tecrübe ettiklerini gördük. Dolayısıyla bu çok önemli bir nokta” dedi.
“ALGILAMA ANNE KARNINDA BAŞLIYOR”
Aile bireylerinin çocuklarıyla oyun oynaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Jennings, “Bu kuramın oluşmasından önce, çocukların etkileşimli oyunları algılayabilecek gelişiminin bir yaşından itibaren başladığı düşüncesi vardı. Ama araştırmalarım sonucunda, bu algılama durumunun aslında anne karnındayken olduğu anlaşıldı. Burada hem annenin hem babanın iletişimi söz konusu. Çocuk doğduktan sonra aile bireyleri ve çocuk arasında daha etkileşimli ve yoğun oyunların oynanması gerekiyor” diye konuştu.
“DEMANS HASTALARI DA OYUN OYNAMALI”
Ayrıca demans hastalığı bulunan kişilerle de çeşitli çalışmalar yapan Prof. Dr. Jennings, “Yaşlılarla yaptığımız oyun terapisinin temel amacı, onlardaki hafıza kaybına tedavi bulmak veya geciktirmek üzerineydi. Gerçekten de bu terapinin işe yaradığını gördük. İnsanlar genellikle bulmaca çözüyor veya su doku oynuyor. Fakat bunlardan ziyade fiziksel olarak hareket etmek veya oyun terapilerine katılmak, yaşlılara bu konuda daha faydalı olabiliyor” ifadelerini kullandı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürlüğü ve Güz...
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...