Günümüzde yoğunlaşan bilimsel çalışmalarla birlikte gün yüzüne çıkan tarihi eser sayısının da sürekli arttığını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Restorasyon ve Konservasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erol Kılıç, "Bu eserlerin gelecek nesillere aktarılması ve yaşatılması beraberinde uzman yetiştirme ihtiyacını getiriyor. Uzman sayısının artması ise yapılabilecek yanlış restorasyonların önüne ancak eğitimle geçebiliriz" dedi.
1900’lerden beri ülkemizde kültürel mirası koruma bilincinin gelişmekte olduğunu belirten Kılıç, “Günümüzde önüne geçilmeye çalışılan ancak geçmiş dönemlerde yapılan bilimsel olmayan çalışmalar ve kültürel mirası koruma bilincinin toplumda gelişmemiş olması, birçok yanlış restorasyon uygulamasına ve definecilik faaliyetlerine sebep oldu. 1900’lerden 1990’lı yıllara kadar alaylı ustalar tarafından gerçekleştirilen restorasyon çalışmalarının bilimsel alana taşınmasıyla birlikte Kültür Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, belediyeler ve TİKA gibi kamu kurumları kurulmuş oluprestorasyon çalışmalarını yürütmekteler. Bu kurumlar ve bu konuda eğitim veren üniversiteler sayesinde yanlış restorasyonların önüne geçilerek kültürel miras koruma bilincinin arttırılması sağlandı” diye konuştu.
“SEKTÖRDE ÇALIŞMA FIRSATI VAR”
Uzman yetiştirme ihtiyacının her geçen gün arttığını belirten Prof. Dr. Kılıç, “2012 yılında bu sebeple İGÜ, Restorasyon ve Konservasyon bölümünü kurduk. 4 yıllık Mimari Restorasyon eğitimi veren ilk program olma özelliğine sahip olan restorasyon ve konservasyon bölümünde amacına uygun olarak, tarihi yapı ve yapı elemanlarının restorasyon ve konservasyonu konusunda donanımlı, konu ile ilgili teknik ve malzemelerdeki yenilikleri takip edebilen, güncel bilgilerle kendini yenileyebilen, sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilen bilinçli teknik elemanlar ve akademik ilerlemeye uygun bilim insanı yetiştiriyoruz” ifadelerinde bulundu.
Üniversitelerin ve kamu kurumlarının kontrollüğünde özel şirketlerin günümüzde taahhütlü işler yaptığını dile getiren Prof. Dr. Kılıç, “Bu sayede birçok kurum ve alanda çalışma imkânına sahip olan mezunlar bilimsel çalışmalarını da yapabiliyor. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte restorasyon çalışmalarının geri dönüşü olan modern ve sürdürülebilir bir hal aldı. İstanbul Gelişim Üniversitesi bu doğrultuda verdiği eğitim sayesinde öğrencilerine ve mezunlarına sektörde çalışma fırsatı bulmasını sağlıyor” dedi.
“ÜLKEMİZ ÇOK FAZLA KÜLTÜREL MİRASA SAHİP”
Tarih ve mimariye duyduğu ilgilen dolayı Restorasyon ve Konservasyon Bölümü’nü tercih ettiğini belirten 3’üncü sınıf öğrencisi Ahmet Aydoğan ise, “Ülkemizde diğer ülkelere kıyasla çok fazla kültürel miras olduğu ve bunların korunmasını ya da onarılarak toplumların geçmişine sahip çıkması gerektiğini düşündüğüm için bu bölümü istedim. İGÜ ayrıca, Türkiye’de sadece hem taşınılabilir hem de taşınmaz kültür varlıkları olarak eğitim veren tek program” dedi.
İzmir’de, UNESCO tarafından dünya miras Listesinde kabul edilen Efes Antik Kenti Ayasuluk Tepesi’nde 30 günlük bir staj gerçekleştirme imkanı bulduğunu dile getiren Aydoğan, “Hem kazıalanı hem taşınabilir hem de taşınmaz kültür varlıkları restorasyonu ile çalışma imkânı yakalayarak birden fazla alanda teorik bilgilerimi uygulama işine döktüm. Bu staj çalışmasının ardından yine aynı yerde restorasyon çalışmalarına katılarak iş hayatımla okul hayatımı aynı anda yürütme imkanı buldum” diye konuştu.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi tarafından bu y...
Kış aylarının gelmesiyle grip aşısının koruyuculuğu tartışılmaya başlandı. ...