Uzmanı Uyardı: Zirkonyum Kaplama Sonrası İlk 48 Saat Kritik!
Estetik görünümü, yüksek dayanıklılığı ve biyouyumlu yapısıyla son yıllarda diş tedavisinde sıkça tercih edilen zirkonyum kaplamalar, doğru bakım ve bilinçli beslenmeyle uzun ömürlü olabiliyor. Ancak tedaviden sonraki ilk günlerde yapılan küçük hatalar, büyük sorunlara yol açabiliyor.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Öğr. Gör. Feras Haroun, zirkonyum kaplama sonrası dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlıklarına dair önemli uyarılarda bulundu. Haroun, özellikle ilk 48 saatin tedavi başarısı açısından belirleyici olduğuna dikkat çekerek, bu sürede uygulanacak bilinçli bir diyetin hem diş sağlığını koruyacağını hem de tedavinin kalıcılığını artıracağını söyledi.
“Yapıştırıcı Sertleşmeden Önce Her Lokma Risk Taşır”
Zirkonyum kaplamaların yapıştırıcıları, uygulama sonrası hemen maksimum dayanıklılığa ulaşmıyor. Bu nedenle erken dönemde sert ve yapışkan gıdaların tüketimi, kaplamanın yerinden oynamasına veya altında bulunan diş dokusunun zarar görmesine neden olabiliyor. Kaplama sonrası erken dönemde sert kabuklu kuruyemişler, buz, sert şekerler gibi gıdalardan kaçınılması gerektiğini belirten
Haroun, “Bu tür gıdalar, yapıştırıcının tam sertleşmediği ilk günlerde kaplamada çatlak veya yerinden oynamaya sebep olabilir,” dedi. Aynı şekilde, lokum, karamel, sakız gibi yapışkanlı yiyeceklerin de kaplama bütünlüğünü riske atabileceğine dikkat çekti.
Kaplama sonrası erken dönemde içilen her yudumun, estetik sonucu etkileyebileceğini hatırlatan Haroun, “Zirkonyum lekelenmez ama yapıştırıcı bölge, özellikle ilk 48 saatte asitli ya da boyayıcı içeceklere maruz kalırsa renk değişimi yaşayabilir,” diyerek, kahve, çay, kola ve enerji içeceklerinin de bu süreçte sınırlandırılması gerektiğini ifade etti.
“Katı kurallara gerek yok, sağduyulu seçimler yeterli”
Zirkonyum kaplamaların günlük hayatı kısıtlayan bir
tedavi olmadığını söyleyen Haroun, “Katı kurallar değil, sağduyulu seçimler yeterlidir. Bu tedavi sonrasında hastaların tüm alışkanlıklarını terk etmesi gerekmez; ancak bazı davranışları gözden geçirmeleri gerekir,” diyerek farkındalığın önemine dikkat çekti.
Özellikle diş sıkma veya gıcırdatma gibi alışkanlıkları olan bireylerde kaplamaların zamanla aşınabileceğini belirten Haroun, gece plağı kullanımını önerdi. Ayrıca sigara kullanımının da diş etlerinde çekilmelere ve kaplama kenarlarında sızıntılara yol açabileceğini ekledi.
Hassasiyet Yaşayanlar Tüketim Alışkanlıklarına Dikkat Etmeli
Her bireyin ağız yapısı farklı olduğundan, bazı hastalar sıcak ya da soğuk gıdalara karşı hassasiyet yaşayabiliyor. Bu durumu normal karşılayan Haroun, “Kaplama yapılan diş canlıysa veya diş eti çekilmesi söz konusuysa, sıcak-soğuk hassasiyeti daha sık görülür. Ilık çorba, haşlanmış sebze, yoğurt gibi gıdalar bu süreçte daha konforlu bir deneyim sağlar” ifadelerini kullandı.
Ek olarak, kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin gıdaların diş minesini güçlendirdiğini belirten Haroun, hassasiyet giderici macunların ve yumuşak kıllı diş fırçalarının düzenli kullanımını da tavsiye etti.
Sert Gıdalara Ne Zaman Dönülmeli?
Zirkonyumun yüksek dayanıklılığı, tedavi sonrası tüm gıdaların hemen tüketilebileceği anlamına gelmiyor. Haroun’a göre, ilk 48 saat tamamen yumuşak beslenmeyle geçmeli; bir haftalık süreçte ise yarı yumuşak, kolay çiğnenebilir gıdalar tercih edilmeli. Sert gıdaların diyete dahil edilmesi ise ikinci haftadan sonra, dikkatli ve kademeli şekilde yapılmalı.
“Her ne kadar zirkonyum dayanıklı bir malzeme olsa da, buz çiğnemek ya da ceviz kırmak gibi alışkanlıklar uzun vadede hem kaplamaya hem de alttaki doğal dişe zarar verebilir,” uyarısında bulunan Haroun, riskli alışkanlıklardan kalıcı olarak uzak durmanın önemini vurguladı.
“Zirkonyum Kaplama Doğru Bakımla Ömür Boyu Kullanılabilir”
Zirkonyum kaplama yaptıran bireylerin, diş ipi ve florürlü ağız bakım ürünlerini düzenli kullanmaları gerektiğini belirten Haroun, yılda en az iki kez diş hekimi kontrolüne gidilmesini önerdi:
“Zirkonyum kaplama, doğal diş konforunu sunabilecek en güvenilir uygulamalardan biri. Ancak bu güvenin karşılığını iyi bir bakım, doğru alışkanlıklar ve bilinçli tercihlerle vermek gerekir. Çünkü tedavinin kalıcılığı sadece hekimin başarısıyla değil, hastanın sorumluluğuyla da ilgilidir.”
Doğru bakım alışkanlıkları ve bilinçli beslenme tercihlerinin yalnızca kaplamaların ömrünü uzatmakla kalmayıp, genel ağız ve diş sağlığını da doğrudan etkilediğini hatırlatan Haroun’un verdiği bilgiler, estetik kaygıyla başlayan bir sürecin sağlıkla tamamlanması için hastalara önemli bir rehber sunuyor.
Eklenme Tarihi: : 11 Haziran 2025 Çarşamba