1976 doğumlu Sevda Güneş, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden 44 yaşında mezun olarak üniversite hayalini gerçekleştirdi. Okuma kararının ardından ailesinden ve çevresinden olumsuz tepkiler aldığını söyleyen Güneş, “Bu yola tek başıma çıktım. Azmettim ve başardım” dedi. İlk, orta ve lise öğrenimini Karabük'te tamamlayan Sevda Güneş, İstanbul Gelişim Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden 44 yaşında mezun oldu. Şimdilerde İlahiyat Fakültesi'nde ön lisans öğrenimi gören ve akranlarına başarmanın yaşının olmadığını gösteren Güneş, yüksek lisans ve doktora da yapmak istediğini belirterek, “Hayat felsefem öğrenmek ve öğretmek adına. Hem kendim okumayı öğrenmeyi seviyorum hem de çevreme ve yeni gelen nesle faydalı olmak istedim. O yüzden okumayı tercih ettim” dedi.
“GÜZEL BİR MESLEK SAHİBİ OLMAK İSTEDİM”
“Ben insanoğlunun hayata dair yaşadığı ne varsa aşk, ölüm, yalnızlık, keder, hüzün, ihanet, sadakat gibi duyguları içimde çok yoğun yaşayan bir insanım” diyen Sevda Güneş, “Çok küçük yaşlardan beri bu duyguları yazıya aktararak ifade etmeyi seviyorum. Bu alanda kendimi geliştirmek istedim ve edebiyat dünyasının içinde olmak istedim. Bunun sonucunda da açıkçası güzel bir meslek sahibi olmak istedim. Hayatımda bir takım talihsizlikler oldu ve bunların sonucunda da baya bir sıkıntı yaşadım. Bu zorlu sürecin sonunda almış olduğum bir karardı” diye konuştu.
“İNANDIM, AZMETTİM VE BAŞARDIM”
Düzenli ve programlı bir şekilde çalışmanın sonucunu başarı ile aldığını ifade eden Güneş, “Yaşım kırk olmuştu. Daha öncesinde yedi kez üniversite sınavına, 3 kez de KPSS'ye girdim. Fakat planlı ve programlı bir çalışma yapmadığım için hatayı kendimde buluyorum ve başarılı olamadım. 2016'da yaşadığım zorlu süreçten sonra aldığım kararla birlikte güzel bir plan ve programla çalışma yapıp başarıya ulaşarak üniversite kazandım” şeklinde konuştu.
“ÜNİVERSİTEYE GİDECEĞİM İÇİN AİLEMDEN VE ÇEVREMDEN TEPKİ ALDIM”
İlk başlarda yaşından dolayı ailesinden ve çevresinden olumsuz tepki aldığını dile getiren Güneş, “O zamanlar okumamı gereksiz gördüler. Toplumun, ‘Türk hanımı evlilik çağına gelince evlenir, yuva kurup çoluk çocuk büyütür' diye bir bakış açısı var. Bu iş biraz kısmet işi diye düşünüyorum. Bu görüşe karşı değilim ama benim hayat felsefem bu noktada biraz farklı olduğu için daha çok faydalı olmayı, kendimi geliştirmeyi tercih ettim. Bu yüzden okumaya karar verdim. Kimseyi dinlemedim ve bu yola tek başıma çıktım. İlk önce inandım, azmettim ve başardım. İnsanın yaşı kaç olursa olsun her şeyi başarabilir, bunun için sadece aldığı karar önemli. Yaşadığımız hayatın içerisinde birçok hatalar ve yanlışlar süzgecinden geçerek bugünlere geliyoruz. O yüzden aldığım karardan dolayı çok mutluyum” ifadelerini kullandı.
“40 YAŞINDA OLDUĞUMU SÖYLEDİĞİMDE GÜLENLER OLDU”
İlk ders haftasında sınıftakilerin yaşını öğrenince güldüklerini söyleyen Güneş, “İlk ders haftamızda hocamız, ‘sınıfın en büyüğü kim?' diye sordu. Kendisi benden küçüktü. Ben de elimi kaldırdım ve ‘40 yaşındayım' dedim. Sınıftakilerle birlikte herkes çok şaşırdı. Hatta arka sıralardan gülme sesleri geldi. Sonra sınıfın önüne çıkarak gençlere kısa bir konuşma yaptım. Çevremden de tabi tepkiler oldu. Okuldan da tepkiler oldu ama ben hiçbirisini dinlemedim çünkü kendime inanıyordum. Arkadaşlar da beni tanımayıp neyi başarıp başaramayacağımı bilmedikleri için önyargı içerisinde oldular. Sonrasında bu dört yıllık süreçte bunun tamamen farklı bir noktaya geldiğini kendileri de gördüler” dedi.
“YENİ JENERASYONLA SIKINTILAR YAŞADIM”
Yeni jenerasyonla sıkıntılar yaşadığını da sözlerine ekleyen Güneş, “Onların bana göre yaşı çok küçüktü, benim çocuğum yaşlarındaydılar. Ben de onların ablaları ve anneleri konumundaydım. Kalabalık sınıflarda ders aldık. Ben de gürültü ve sesten çok fazla rahatsız olan bir insanım. Ders disiplinim çok fazladır. O yüzden kesinlikle derste ses ve gürültü istemediğim için bu konuda baya bir sıkıntı yaşadık. Gençlerin kendi yaş grupları ve ortamları vardı. Ben tek kaldım. Bazen sorunlar yaşadık ama dört yılı birçok acı tatlı anı biriktirerek noktaladık, herkes birbirinden bir şeyler öğrendi” açıklamasında bulundu.
“BİR AMACA BAĞLANMAYAN RUH YOLUNU KAYBEDER”
Gençlere önerilerde bulunmayı ihmal etmeyen Sevda Güneş, “Sizler bu ülkenin zebercet taşlarısınız. Montaigne'nin şöyle bir sözü var; ‘Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak hiçbir yerde olmamaktır.' Bu sözden hareketle lütfen siz de kendinize geleceğiniz ile ilgili çok güzel hedefler belirleyin. On yıl sonra nerede olmak istiyorsanız hayatınızı ona göre şekillendirin. Hayat hiç tahmin ettiğiniz kadar kolay değil. Bugün aileniz varsa yarın olmayabilir, paranız varsa yarın olmayabilir, sağlığınız varsa olmayabilir, hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. O yüzden şu anki zamanı nakit bilin ve çok doğru kararlar alın” diye konuştu.
“YAŞIN HİÇBİR ÖNEMİ YOK ÖNEMLİ OLAN DOĞRU KARARLAR ALMAK”
Kendisi gibi belli sebeplerden dolayı üniversiteye gidememiş ve geç kaldıklarını hissedenler için de yaşın hiçbir önemi olmadığına vurgu yapan Güneş, “Önemli olan dediğim gibi karar almak. Etrafınızda sizi olumsuz yönde etkileyecek, çok insan var. İlk önce insan kendine inanmalı. Siz kendinize inanırsanız eğer, başkaları da size inanacaktır. Neden kendi hayatımızı başkasının etkisinde kalarak yönlendirelim ki. Eğer gerçekleştirmek istediğim bir hedef varsa, buna ben planlı programlı çalışarak elbette ulaşabilirim. Bunun için sadece doğru kararı almak önemli” dedi.
Güneş son olarak kendisinin kaleme aldığı şu satırlarla gençlere seslendi:
“Gençlik yıllarında sanırsın her mevsim bahar
Ak düştüğünde saçlarına anlarsın hayat her mevsim sonbahar.
Gençliğin umudu hayatı yaşamadan tükenmiş.
Bir bilse hayat yaş aldıkça ne zor şeymiş.
Vakit çok geç olmadan topla kendini
Servet bil her günü kendin çiz kaderini.”
Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, dördüncü sınıf öğrencileri iç...
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) tarafından geliştirilen insansız zirai ...