Fizyoterapist Çağıl Ertürk, bel ve baş ağrısı rahatsızlığı olan kişilerin ayrı ayrı değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyerek, “Yapılan araştırmalara göre, bel ve baş ağrısı arasında pozitif bir ilişki tespit edildi. Her iki rahatsızlık için kombine bir tedavi yöntemi uygulanmalıdır” dedi.
Kronik baş ağrısının, dünyadaki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 4'ünü etkilediğini ve ağrıların yaşam kalitesini düşürdüğünü dile getiren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Fizyoterapist Çağıl Ertürk, “Baş ve bel ağrısı olan kişilerde, her iki koşulu ayrı ayrı düşünüp değerlendirmek yerine bütüncül tedavi yaklaşımları benimsenmelidir. Hastanın ağrı semptomlarına yönelik çalışmak yerine kombinasyon halinde yönetebilecekleri bir çalışma şekli uygulanmalıdır” diye konuştu.
Baş ağrısında teşhisin konulduktan sonra, tedavi yönetiminin de buna göre belirlendiğini aktaran Ertürk, “Bunun aksine, bel ağrısının ciddi nedenleri göz ardı edildiğinde ise spesifik olmayan bel ağrısı teşhisi konulur. Bu kronik durumlardan biriyle yaşayanlar için uygun olsa da, kişi eğer her iki ağrıya da sahipse, durum farklı olabilir. İkili çalışmaların daha önce sistematik bir şekilde gözden geçirilmesi, baş ağrısı ile bel ağrısı arasında olası bağımsız bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur” ifadelerini kullandı.
Ertürk, “İngiltere’de bel ağrısı için genel pratisyenlerine başvuran hastaların yüzde 90'ı 3 ay içinde konsültasyonları durdursa da, çoğu konsültasyondan 1 yıl sonra hala bel ağrısı ve buna bağlı sakatlık yaşamaktadır. Bu etken sebeplerin ortadan kalkması için sınırlı yardımın mevcut olduğunu ya da başka bir nedenden dolayı ağrının olduğunu ortaya koymaktadır. Kronik ağrıyı anlamak karmaşıktır” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Müdürlüğü ve Güz...
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...