104 emekli amiralin yayımladığı bildirinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, ''Montrö'nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor, daha iyisi için imkân bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz'' dedi. Konuyu değerlendiren Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üyesi Fırat Demirkol, “2’nci Dünya Savaşı’na gidilen süreçteki siyasi kaos ve korku ortamını kendi lehine çeviren Türkiye, boğazların tek yetkilisidir” dedi.
Montrö Sözleşmesi’ne uzanan tarihsel süreç hakkında bilgi veren İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Dr. Öğr. Üyesi Fırat Demirkol, “Tarihsel kronoloji ile bakıldığında Boğazların tam bağımsızlığını ve Türkiye egemenliğinde olmasını sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi uzunca bir süre devam askeri ve diplomatik mücadeleler sonunda elde edildi” diye konuştu.
Demirkol konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Birinci Dünya Savaşı’nın ardından imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması ve Sevr Anlaşması Boğazları Osmanlı Devleti’nin ve Türklerin elinden alarak uluslararası bir komisyona devretmiştir. Kurtuluş Savaşı’nın ardından ilk olarak Lozan Anlaşması ile bu durum düzeltilmeye çalışılmış ve kurulan bu komisyonun kontrolü Türkiye Cumhuriyeti tarafından alınmıştır. Ancak milli güvenlik ve milli egemenlik açısından kabul edilmesi mümkün olmayan bu durum Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları tarafından ilk fırsatta değiştirilmesi gereken bir olgu olarak düşünülmüştür.”
Avrupa Birliği’nin desteklediği Gençlerin Örgütsel Liderliği (Youth Organiz...
Son günlerde hem üretimi hem de tüketimi hızla yaygınlaşan Dubai çikolatası...