Sosyal medyada fenomen olma isteği ‘paylaşım hastalığını’ doğuruyor
İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Yeni Medya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Deniz Akçay, sosyal medya kullanıcıları tarafından doğal refleks haline gelen paylaşma dürtüsünün fenomen olma isteğinden kaynaklandığını söyledi. Dr. Akçay, “İlk paylaşım yapma isteği beraberinde bilgi kirliliğini de getiriyor. Doğruluğundan emin olunmayan haberlerin, geleneksel medyadan teyit edilerek paylaşılması gerekir” dedi.
Sosyal medya üzerinden doğruluğu kesin olmayan bilgilerin paylaşılmaması uyarısında bulunan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Yeni Medya Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Deniz Akçay, “Fenomen olma dürtüsü ilk ve sürekli paylaşım yapma hastalığını doğuruyor. Doğruluğundan emin olunmayan çarpıtma haberleri sosyal medyada paylaşmayın. Hızla gelişen bilgi iletişim teknolojileri özellikle yapay zekâ teknolojisi de akla yatkın ve herkesi ikna edebilecek düzeyde haber yazabilir hale gelmiştir. Toplum olarak bilgi kirliliği yapan yani sahte görüntü, yalan haber, bilgi ve belgelerle içerik üreten trolleri ve gerçeğe yakın haber üretebilen yapay zekâ teknolojilerini farkında olmamız son derece önemli” diye konuştu.
“GELENEKSEL MEDYADAN TEYİT EDİN”
Bilgi kirliliğine yönelik farklı kaynaklardan yararlanılması gerektiğini aktaran Dr. Akçay, “Öncelikle geleneksel medyanın dijital platformlarından ve güvenirliliği yüksek haber sitelerinden haberi teyit etmeyi bir davranış alışkanlığı haline getirebiliriz” ifadelerini kullandı.
“MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİ ÖNEMLİ”
Bilgi kirliliğinden korunmak için yeni medya okuryazarlığı eğitiminin sadece okullarda öğrencilerin değil toplumun tüm kesiminin alması gerektiğini savunan Akçay, “Toplumda paniğe ve korkuya sebep olabilecek haberleri paylaşmadan önce kişi, bu paylaşımın toplumu psikolojisini negatif yönde etkileyebileceğini göz önünde bulundurup öncelikle doğruluğundan emin olmak için haberi farklı güvenilir kaynaklardan araştırmalıdır. Unutmamalıyız ki sosyal medya gelip geçici değil hayatımızda sürekli yer alacak bir olgudur bu yüzden de etiğe uygun kullanmayı öğrenmeliyiz” dedi.
“SOSYAL MEDYA TROLLERİNİN EN GÜÇLÜ OLDUĞU DÖNEM”
Seçim, savaş, ekonomik kriz, terörle mücadele gibi bir ülkenin tüm vatandaşlarını ilgilendiren ortak konularda sosyal medya trollerinin harekete geçtiğini belirten Psikiyatri Uzmanı
Onur Okan Demirci ise, “Bu tür olaylar gerçeği yansıtmayan paylaşımların yayılması için en uygun zemini oluşturduğundan bunu fırsata çevirmek isteyenlerin tam olarak bekledikleri andır. Tüm toplumu ilgilendiren konularda insanların da bu konulara olan ilgileri her zamankinden daha fazla olduğu için daha önce dikkat çekmeyen paylaşımlar çok daha dikkat çeker ve ciddiye alınır bir hale bürünürler. Toplumsal hassasiyetin artışı ve algıda seçicilik ile mevcut konu ile ilgili paylaşımların doğru veya yanlış olmasına bakılmaksızın yaygınlaşmasına ve ciddiye alınmasına neden olur” diye konuştu.
Sosyal medya trollerinin böyle durumlarda vatandaşların hassas oldukları noktaları hedef aldığını ifade eden Demirci, “Yaratılan öfke duygusu sayesinde troller paylaşımlarının çok geniş kitlelere ulaşmasını hedeflerler. Bazı kişilerce basit bir şaka amaçlı üretilmiş paylaşımlar bile toplumsal durumlarda şaka özelliğini yitirerek oldukça ciddiye alınmasına neden olur. İnsan psikolojisi, toplumsal olaylardaki tüm paylaşımları yaşanmakta olan olayın mevcut ciddiyetine göre değerlendirmektedir. Bu psikolojinin vermiş olduğu açıktan yararlanmak isteyen sosyal medya trolleri halkı yönlendirmede önemli rol oynarlar” ifadelerini kullandı.
Eklenme Tarihi: : 17 Ekim 2019 Perşembe