Yüksek hızlı trene olan ilgi ve vatandaşların talepleri üzerine yüksek hızlı tren seferlerinin sayısı 10 Eylül’den itibaren 44’ten 56’ya çıkarıldı. 23-29 Eylül Demiryolu Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Karaşahin, demiryolu ulaşımının en önemli özelliğinin sıfır emisyonlu elektrik enerjisi kullanılması olduğunu belirterek, sürdürülebilirliğe katkı sağlandığını ifade etti.
Vatandaşların talepleri üzerine, yüksek hızlı tren seferlerinin sayısı 10 Eylül’den itibaren 44’ten 56’ya çıkarıldı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, yüksek hızlı tren sefer kapasite artışının devreye alındığı 10 Eylül’de günlük 31 bin 651 yolcuyla yolcu taşıma rekorunun kırıldığını açıkladı. 23-29 Eylül Demiryolu Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Mustafa Karaşahin, demiryolu araçlarının çevre dostu olduğunu ve sıfır emisyonlu elektrik enerjisi kullanıldığını ifade etti.
“ELEKTRİK ENERJİSİNİN TAMAMININ YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINDAN ÜRETİLMESİ DURUMUNDA, SERA GAZI ETKİSİ MİNİMUM DÜZEYE İNECEKTİR”
Türkiye’de yüksek hızlı tren işletmeciliğinin gelişmesi ile birlikte demiryolları, yolcu taşımacılığında önemli bir pazara sahip oldu. Yüksek hızlı tren kapasitesinin gelişmesi hem şehirler arasındaki ulaşımı hem de turist sayısını artırdı. Çevre kirliliği ve enerji tasarrufu bağlamında önemli avantajlara sahip olan yüksek hızlı trenlerin sefer sayılarının artırılması ile sürdürülebilirliğe katkı sağlanmış oldu. Demiryolu ulaşımının en önemli özelliğinin sıfır emisyonlu elektrik enerjisi kullanılması olduğunu belirten Prof. Dr. Mustafa Karaşahin:
“Eğer demiryolu araçlarında kullanılan elektrik tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilir ise, yüksek hızlı tren araçlarının sera gazı etkisi sıfır mertebesindedir. Karayolu araçlarında elektrik enerjisi kullanımının yeni gündeme geldiği dikkate alındığında, demiryolu araçlarının ne kadar çevre dostu olduğu kolay bir şekilde anlaşılıyor. Ülkemizde üretilen elektrik enerjisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yüzde 35 oranındadır. Kalan elektrik enerjisi ise doğalgaz ve kömür ile üretiliyor. Sonuç olarak, elektrik enerjisinin tamamının yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi durumunda, yüksek hızlı tren araçlarının işletmecilikten kaynaklanan sera gazı etkisi minimum düzeye inecektir.” şeklinde konuştu.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikal edişinin 86’ıncı yılında İGÜ’...
İstanbul Gelişim Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, bu yıl fakülteye yen...